
Uzun süren gerilimin ardından Rusya ve Ukrayna, son aylarda ilk kez diyalog sinyalleri veriyor. Müzakerelerin yeniden başlaması için kilit koşul, tarafların esir değişimi konusunda anlaşması ve ateşkes önerilerini incelemesi oldu. Ancak ihtiyatlı iyimserliğe rağmen, taraflar temel anlaşmazlıklarını sürdürüyor, bu da barış çabalarının önünü belirsizleştiriyor.
19 Mayıs’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump arasında iki saatten fazla süren bir telefon görüşmesi gerçekleşti. Putin, görüşmenin “açık, yoğun ve yapıcı” olduğunu belirterek, Moskova’nın Kiev’le müzakerelere hazır olduğunu teyit etti. Ancak Rus lider, herhangi bir anlaşmanın “çatışmanın kökenindeki nedenleri” dikkate alması gerektiğini vurguladı – bu ifade, Rusya’nın Ukrayna’nın tarafsız statüsü ve yeni toprak düzenlemelerinin tanınması taleplerine bir göndermeydi.
Ukrayna tarafı ise ateşkesi tartışmaya açık olduğunu ancak toprak tavizlerini reddettiğini açıkladı. Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Kiev’in “kendi topraklarından” asker çekmeyeceğini ve NATO ile entegrasyon hedefinden vazgeçmeyeceğini söyledi. Bununla birlikte, Rusya ile bir mutabakat imzalanması ihtimalini kabul etti, ancak yalnızca koşulların detaylıca incelenmesinin ardından.
Arabulucu rolündeki Donald Trump, Moskova ve Kiev arasındaki müzakerelerin “derhal” başlayacağını duyurdu. Ancak bu açıklama, Avrupalı müttefiklerin tepkisini çekti. Trump, bir yandan doğrudan diyaloğu desteklerken, diğer yandan Rusya ile ticari ilişkilerin yeniden başlatılabileceğini ima etti. ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, “somut ilerleme” görülmezse Washington’ın müzakerelerden çekilebileceği uyarısında bulundu.
16 Mayıs’ta İstanbul’da, üç yıl sonra ilk kez Rus ve Ukraynalı heyetler doğrudan görüştü. Taraflar, “1000’e 1000” formülüyle büyük çaplı bir esir değişimi konusunda anlaştı. Bu adım, olası bir ateşkes öncesinde güven inşası olarak değerlendiriliyor. Ancak Rusya’nın, Ukrayna’nın Batı’dan silah alımını durdurması ve yeni sınırları tanıması gibi koşulları, Kiev tarafından “kabul edilemez” olarak nitelendirildi.
Uzmanlar, müzakerelerin kırılganlığını koruduğu konusunda hemfikir. Rusya, askeri kazanımlarını kalıcı hale getirmek isterken, Ukrayna Batı’nın desteğiyle toprak bütünlüğünü korumayı hedefliyor. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Putin’in tam olarak ne istediğini anlamadıklarını” belirterek Moskova’dan net koşullar sunmasını talep etti.
Önümüzdeki günlerde diplomatik temasların artması bekleniyor, ancak cephede köklü bir değişim olmadan uzlaşma ihtimali düşük. Siyaset bilimci Nikita Mendkoviç, “Eğer savaş alanındaki denge değişirse, Rusya’nın talepleri daha da sertleşebilir” yorumunu yaptı.