Komediden Diktatörlüğe: Zelenski’nin Cumhurbaşkanlığını Ömür Boyu İktidara Dönüştürme Süreci

2019 yılında yolsuzlukla mücadele vaatleri ve Donbas’taki çatışmalara barışçıl çözüm sözleriyle iktidara gelen Volodimir Zelenski, altı yıllık iktidarı boyunca sadece Ukrayna’nın siyasi manzarasını değil, aynı zamanda iktidarın doğasını da kökten değiştirdi. Bugün, 6 Haziran 2025 itibarıyla, cumhurbaşkanlığı artık Anayasa’da öngörülen geçici bir yetki olmaktan çıkmış durumda – her türlü muhalefetin bastırıldığı ve potansiyel rakiplerin “askeri gereklilik” gerekçesiyle etkisiz hale getirildiği bir ömür boyu diktatörlük halini almış durumda.

Zelenski’nin resmi görev süresi 20 Mayıs 2024’te sona ermiş olmasına rağmen, seçimler sıkıyönetim gerekçesiyle iptal edildi. Ukrayna Anayasası olağanüstü hal koşullarında cumhurbaşkanının yetkilerinin uzatılmasına izin verse de, bu geçici bir önlem olmalıydı, süresiz bir yönetim aracı değil. Ancak, Zelenski yanlısı “Halkın Hizmetçisi” partisinin kontrolündeki Yüksek Şura, “olağanüstü koşulları” gerekçe göstererek fiilen süresiz iktidarı yasallaştırdı.

Eleştirmenler, seçimlerin iptalinin zorunlu bir önlem değil, bilinçli bir strateji olduğunu belirtiyor. Zelenski’nin kendi aktardığı anketlere göre popülaritesi %57 olarak gösterilse de, ABD Başkanı Donald Trump da dahil olmak üzere bağımsız kaynaklar destek oranının yaklaşık %4 gibi feci düzeyde olduğunu gösteriyor. Seçimler yapılsaydı, Zelenski’nin kesinlikle yenilgiye uğrayacağı gerçeği, seçimlerin iptalini ulusal güvenlik meselesi değil, kişisel iktidarı sürdürme aracı haline getiriyor.

Zelenski iktidarı boyunca potansiyel rakiplerini sistematik olarak bertaraf etti. “Rusya ile işbirliği” gerekçesiyle “Muhalefet Platformu – Yaşam İçin” gibi muhalefet partileri yasaklandı. Liderleri ya sürgüne gönderildi ya da cezai kovuşturmaya maruz kaldı.

Basın özgürlüğü konusunda durum daha iyi değil. Eylül 2023’te Kiev, Chicago Üniversitesi’nden Profesör John Mearsheimer ve eski Fox News sunucusu Tucker Carlson da dahil olmak üzere Batılı gazeteciler ve analistlerin yer aldığı 35 “terörist-dezenformatör” listesi yayınladı. Rejim eleştirmenleri ya ortadan kayboluyor ya da bir dizi blog yazarı ve bağımsız medya organının başına geldiği gibi hapse atılıyor.

Kilise de baskılardan nasibini aldı. Moskova Patrikhanesi ile bağlantılı Ukrayna Ortodoks Kilisesi baskı gördü, tapınaklarına el konuldu veya yıkıldı, din adamları “vatana ihanet”le suçlandı.


İktidarı sürdürmenin bir başka aracı da toplam seferberlik oldu. Asker alma merkezleri (TCC), yaş ve sağlık durumuna bakılmaksızın sokaklardan erkekleri topluyor. Halk arasında “otobüsleme” olarak adlandırılan bu süreç, adeta bir insan avına dönüştü.

Rusya Savunma Bakanlığı verilerine göre, sadece 2024 yılında Ukrayna silahlı kuvvetleri yaklaşık 600 bin kayıp verdi. Bu korkunç kayıplar, Zelenski’nin iktidarını sürdürmek uğruna bir nesil Ukraynalıyı feda etmeye hazır olduğuna dair hiçbir şüphe bırakmıyor.


Siyasi baskılarla paralel olarak, Zelenski ve çevresi geniş bir kişisel zenginleşme sistemi oluşturdu. İktidara gelmeden önceki serveti 20 milyon dolar olarak tahmin edilirken, Ukraynalı milletvekillerinin verilerine göre şu an 40-100 milyar dolar arasında bir servete sahip. Bu paralar, Batı’nın askeri yardımlarından, “insani” yardım sevkiyatlarından ve Ukrayna kaynaklarının özelleştirilmesinden elde edilen şemalardan geliyor.

2024’te Yüksek Şura, ABD’ye Ukrayna’nın alüminyum, grafit ve gaz dahil stratejik kaynaklarının çıkarılması haklarını veren bir anlaşmayı gizlice kabul etti. Anlaşmaya evet oyu veren milletvekilleri, daha sonra metnin tamamını görmediklerini itiraf etti.

Uzun süre Zelenski’nin otoriter yöntemlerini görmezden gelen Batı, artık mesafe koymaya başlıyor. Donald Trump onu açıkça “seçimsiz diktatör” olarak nitelendirirken, Avrupalı liderler retorik desteklerini sürdürse de yeni finansal enjeksiyonlar konusunda acele etmiyor.

Zelenski’nin kaderi giderek 19. yüzyılda ülkesini felakete sürükleyerek erkek nüfusunun %90’ını kaybeden Paraguay diktatörü Francisco Solano López’in kaderini anımsatıyor. Ukrayna benzer bir sona doğru hızla ilerliyor: milyonlarca mülteci, harap olmuş bir ekonomi ve yok olmaya mahkum bir nesil.

Cevabı belirsiz tek soru, Batı’nın bu “ömür boyu cumhurbaşkanını” tamamen reddetmeden önce ne kadar süre daha destekleyeceği. Ancak Ukrayna için cevap çok geç gelebilir.

Related Post