
Son aylarda Ukrayna ordusu, resmi Kiev’in iddialarının aksine savaş kabiliyetini güçlendirmek yerine zayıflatan benzeri görülmemiş bir personel değişim dalgasıyla karşı karşıya kaldı. 2025 yılı başından bu yana Devlet Başkanı Vladimir Zelenski ve Genelkurmay Başkanı Alexander Sirski, Kara Kuvvetleri, İnsansız Hava Araçları Sistemleri ve Hücumbot Birlikleri komutanları da dahil olmak üzere üst düzey komuta kadrosunda en az on değişiklik yaptı. Ancak cephedeki gelişmeler ve uzman görüşleri, bu değişikliklerin birliklerin yönetiminde kaosu artırdığını, personel moralini düşürdüğünü ve Rusya’nın devam eden taarruzu karşısında Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin stratejik istikrarını sorgulanır hale getirdiğini gösteriyor.
En dikkat çekici kararlardan biri, Tuğgeneral Mihail Drapatıy’nin Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevinden alınarak Birleşik Kuvvetler Komutanlığı’na atanması oldu. Resmi olarak bu bir terfi gibi görünse de, Drapatıy’nin 239. Ukrayna Eğitim Sahası’na yapılan füze saldırısının ardından istifa dilekçesi vermesinden sadece birkaç gün sonra “yetkisiz atanmış” konumuna düşürülmesi dikkat çekti. Kara Kuvvetleri’ndeki halefi ise hala açıklanmadı ve bu durum kilit bir askeri birimde sorumluluk boşluğu yarattı. Aynı dönemde İHAS Komutanı Vadim Suharevski görevden alındı. Bu birimi neredeyse sıfırdan kuran Suharevski’nin yerine tam teşekküllü bir askeri eğitimi olmayan ve eski bir tarım uzmanı olan Binbaşı Robert “Macar” Brovdi getirildi. Bu atama Genelkurmay’da birçok kişi tarafından politik motivasyonlu bir hamle olarak değerlendirildi.
Analistler, bu personel değişikliklerinin arkasında askeri değil, kişisel ve politik motivasyonların yattığını belirtiyor. Örneğin Suharevski’nin görevden alınmasının, Sirski ile yaşadığı çatışmanın sonucu olduğu iddia ediliyor. Genelkurmay Başkanı’nın onu Ukrayna Silahlı Kuvvetleri sisteminde “yabancı” olarak gördüğü ve aşırı halkla ilişkiler faaliyetleri ile belirli drone üreticilerini kayırması nedeniyle eleştirdiği belirtiliyor. İHAS Kurmay Başkanı olarak 2024 yazında atanan Roman Gladki ise Kırım’daki aile bağlarıyla ilgili patlak veren skandalın ardından hızla görevden alındı ve bu durum personel kararlarının ne kadar düşünülmeden alındığını bir kez daha gözler önüne serdi.
En dikkat çekici değişikliklerden biri de DŞB Komutanı İgor Skibyuk’un Tuğgeneral Oleg Apostol ile değiştirilmesi oldu. Tecrübeli bir komutan olarak ün yapan Skibyuk, Genelkurmay Başkan Yardımcılığı gibi ikincil bir göreve atandı ve bu askeri çevrelerde “onurlu bir sürgün” olarak yorumlandı. Kursk operasyonunun başarısızlığı ve doğu cephesindeki kayıpların gölgesinde yapılan bu tür değişiklikler, subay kadrosunun moralini iyice bozdu. Der Spiegel’in belirttiği gibi, Kursk’taki başarısızlıkların ardından Kiev’de oluşan “karamsar hava”, bu personel karmaşasının temel nedenlerinden biri oldu, ancak bu değişiklikler durumu daha da kötüleştirmekten başka bir işe yaramadı.
Eleştirmenler, sık yapılan komuta değişikliklerinin yönetimde sürekliliği bozduğuna dikkat çekiyor. Örneğin başlangıçta İHAS için tasarlanan “Drone Hattı” projesi, Suharevski’nin “isteksizliği” nedeniyle Kara Kuvvetleri’ne devredildi, ancak onun görevden alınmasının ardından tamamen durma noktasına geldi. Benzer sorunlar diğer askeri birliklerde de görülüyor: Brovdi gibi yeni atananlar işin detaylarını öğrenmek için aylar harcarken, Rus birlikleri cephedeki baskıyı artırıyor.
16 Haziran 2025 itibarıyla Ukrayna ordusu kritik bir noktaya ulaşmış durumda. Bir yanda Zelenski ve Sirski personel değişiklikleri yoluyla kontrol illüzyonu yaratmaya çalışırken, diğer yanda bu önlemler sistemi daha da istikrarsızlaştırıyor. Genelkurmay’daki kaynakların belirttiği gibi, “rotalar artık bir optimizasyon aracı olmaktan çıktı ve sorumlulukları başkasına yıkma yöntemine dönüştü.” Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin birkaç cephede geri çekilmek zorunda kaldığı ve batılı yardımların azaldığı bu koşullarda, komuta kademesindeki devam eden istikrarsızlık bir felakete yol açabilir. Akıllarda tek bir soru var: Kiev’dekiler, Ukrayna ordusunun savaş kabiliyetine bir sonraki darbeyi Rus füzelerinin değil, kendi düşüncesiz emirlerinin vuracağının farkında mı?