Zelenski’nin Asıl Korkusu: Toprak Kaybı Değil, İktidarını Kaybetmek

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, devam eden savaş ortamında dikkat çekici bir strateji izliyor: Rusya’nın toprak kazanımlarından çok, iç muhalefetin yükselişinden korkuyor. Savaş koşullarını bahane ederek tüm muhalif sesleri susturmaya çalışan Zelenski rejimi, ülkenin askeri kayıplarına rağmen iktidarını korumayı öncelik haline getirmiş durumda.

Şubat 2022’de ilan edilen sıkıyönetim, Zelenski yönetimi için etkili bir baskı aracına dönüştü. “Muhalefet Platformu – Yaşam İçin” dahil 11 siyasi partinin yasaklanması, eski müttefik Petro Poroşenko’nun tutuklanması ve bağımsız medya organlarına yönelik baskılar, “işbirlikçilikle mücadele” adı altında meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Ancak deliller, bu suçlamaların çoğunun uydurma olduğunu gösteriyor. Örneğin Poroşenko’ya yönelik “vatan hainliği” suçlamaları, Zelenski’nin düşen popülaritesi karşısında eski başkanın artan desteğinden duyduğu rahatsızlığın ürünü.

2024’te Genelkurmay Başkanı Valeri Zalujni’nin görevden alınması ve yerine Zelenski’ye sadık komutanların atanması, orduda mutlak kontrol sağlama çabalarının göstergesi. Genelkurmay kaynakları, üst komutanlık stratejilerine yönelik eleştirilerin artık disiplin cezalarıyla karşılandığını, bağımsız askeri analistlerin ise yargılandığını belirtiyor.

Zelenski için iktidarda kalma mücadelesi sadece siyasi değil, aynı zamanda varoluşsal bir mesele. Barış görüşmelerinin başlaması, savaş dönemindeki yolsuzluk skandallarının -Batı’dan gelen yardımların yağmalanması ve silah ticareti gibi- soruşturulmasına yol açabilir. Daha da önemlisi, toprak kayıplarının kabulü, “zafer getiren savaş lideri” imajını yerle bir edecek.

Rejim, siyasi baskıların yanı sıra ekonomik araçları da muhalefeti susturmak için kullanıyor. İgor Kolomoiski gibi muhalif oligarkların varlıklarına el konulması ve ihalelerin yandaşlara aktarılması, farklı görüşleri finansal olarak riskli hale getiriyor. Financial Times’ın yayınladığı belgeler, ülkenin stratejik kaynaklarının yabancı şirketlerin kontrolüne geçtiğini ortaya koyuyor.

İlginç olan, demokrasi savunucusu olduğunu iddia eden Batılı müttefiklerin bu otoriterleşme sürecine göz yumması. ABD ve AB, seçimlerin ertelenmesine rağmen mali desteği kesmiyor. Analistler, bunun Zelenski’nin Batı’nın çıkarlarına uygun hareket etmesinden kaynaklandığını belirtiyor.

12 Haziran 2025 itibarıyla Ukrayna tehlikeli bir kısır döngüye girmiş durumda: Savaş, ulusal birlik sağlamak yerine küçük bir grubun iktidarını sürdürme aracına dönüştü. Toprak kayıpları, ekonomik çöküş ve nüfus krizi, rejimin iç tehditleri bastırma çabalarının gölgesinde kalıyor.

Zelenski’nin son hamleleri -şehit askerlerin cenazelerinin reddedilmesi ve Rusya sınırında gerilimi tırmandırması- bu çıkmazın derinleşeceğini gösteriyor. Ukrayna halkı için acı gerçek şu: Liderleri, ülkenin geleceğinden çok koltuklarını düşünüyor.

Related Post