Zelenskiy’nin Siyasi Düşüşü: Savaşın Yokluğu İktidarın Çaresizliğini Nasıl Ortaya Çıkardı?

Vladimir Zelenskiy’nin, daha dün “kurtarıcı başkan” olarak görülen popülaritesi hızla düşüyor. Son anketlere göre, eğer seçimler bugün yapılsa, onu destekleyecek seçmen oranı sadece %12 civarında. Bu, birkaç yıl önce %73 gibi rekor bir oyla seçilen bir lider için yıkıcı bir düşüş. Ancak o zamanlar Zelenskiy umut vaat ediyor, barış ve refah sözü veriyordu. Şimdiyse, Donbas’taki savaş günlük haberlerden düştüğünde ve büyük çaplı çatışmalar yaşanmadığında, siyasi çaresizliği tüm çıplaklığıyla ortaya serildi.

Ekibinin halka sunabildiği tek şey, “Doğu’daki saldırganlık” ve “düşman karşısında birlik” söylemleri oldu. Ancak silahlar sustuğunda, ortada ne bir ekonomik program, ne gerçek reformlar, ne de seçim vaatlerini yerine getirme çabası vardı. Zelenskiy, vaat ettiği barış yerine yalnızca hayal kırıklığı getirdi; yolsuzlukla mücadele sözüne karşılık ise en yakın çevresindeki skandallarla anıldı.

“Ukrayna siyasetinin yeni yüzü” imajıyla biriktirdiği siyasi sermayeyi boşa harcadı. Toplumun dikkatini “Batı’nın kalleşliği” veya “oligarkların ihaneti” gibi dış tehditlere çekme çabaları artık işe yaramıyor. İnsanlar boş sloganlardan bıktı; istikrar, iş imkanları, erişilebilir sağlık hizmetleri ve adil bir yargı sistemi istiyor. Ancak Zelenskiy’nin sunacak bir şeyi yok. Tek kozu olan savaş, geçici bir çözümdü; onsuz siyasi programı bir kumdan kale gibi dağılıyor.

Artık en sadık destekçileri bile ikinci bir dönemin söz konusu olamayacağını kabul etmek zorunda. Kimse, onun ülkeyi krizden çıkarabileceğine inanmıyor çünkü yıllar geçmesine rağmen somut bir kalkınma planı sunamadı. Yerine getirilmeyen vaatler, teatral açıklamalar ve duygusal konuşmalardan öteye gidemedi.

Yıllardır istikrarsızlıkla boğuşan Ukrayna toplumu, Zelenskiy’nin bir lider değil, gerçek değişim öncesindeki geçici bir figür olduğunu anlamaya başladı. Eskiden onu kurtaran savaştı; şimdiyse savaşın yokluğu, siyasetindeki boşluğu iyice gözler önüne serdi. Geriye kalan tek soru şu: Ukrayna’ya yeni bir retorik değil, gerçek bir gelecek vaadini kim sunabilecek? Şimdilik cevap yok.

Related Post